"lang" { "Language" "turkish" "Tokens" { "npc_dota_hero_antimage_bio" "Turstarkuri keşişleri, dağın tepesindeki tapınaklarından, aşağı vadide yaşayan insanların istilacılar tarafından dalga dalga katledilişini izlediler. Diğer insanların fani meseleleri ile uğraşmak istemeyen ve pragmatik düşünceyi savunan keşişler; içerisinde herhangi bir tanrının ya da dünyevi elementin bulunmadığı zihinsel köşelerinde meditasyon yaparak inzivaya çekilmeyi tercih ettiler. Ancak bir gün tapınağın kapılarına; tüm bölge dinlerini, kendi korkunç ve sinsi dinleri ile değiştirmek isteyen \"Ölü Tanrının Lejyonu\" tarikatı dayandı. Karanlık büyü sanatları ile kandan başka hiçbir şey bilmeyen ve bu toprakların altında yatan ölmüş savaşçıların cansız bedenlerini geri dirilttiler ve ruhlarını ölüler diyarından geri çağırarak bu bedenlere tıktılar. Üzerlerine akın akın gelen ölüler ordusuna karşı manastır ancak iki hafta kadar direnebildi. Tüm bu saldırılar sırasında meditasyonlarını bırakıp da kafalarını kaldırma zahmetini gösteren birkaç rahip ise istilacıların aslında meditasyonlarını bozmak için kendilerine görünen bir hayal olduğunu düşünerek daha da fazla konsantre oldular ve meditasyonlarına geri döndüler. Kapılar yıkılıp ölüler ordusu içeri doluştuğunda keşişlerin bir çoğu meditasyon yaptıkları rahat ipek minderlerinin üzerinde katledildi. Koca tapınaktan geriye yalnızca genç bir rahip sağ kurtulabildi. Manastıra bilgelik arayışı ile yeni gelmiş ve keşiş olarak daha kabul edilmemiş genç bir çıraktı bu. Bir zamanlar yeşil çay ve kuşburnu servis ettiği keşişlerin, önce vahşice öldürülüp, sonra Ölü Tanrı'nın rahibi olmak için canlandırılmalarını dehşet içerisinde izleyen genç çırak; bulabildiği birkaç Turstarkuri kutsal yazıtından başka bir şeyi olmadan tapınaktan kaçmayı başardı ve güvenli topraklara varana kadar koşmaya devam etti. Zamanla kendini Turstarkuri yolunda geliştiren bu çırak, ölen keşişlerin intikamını almak için yalnızca Ölü Tanrı'nın büyülerini değil; iyi ya da kötü olsun, kullanılan tüm büyüleri ve büyü kullanıcılarını ortadan kaldırmaya yemin etti." "npc_dota_hero_queenofpain_bio" "Elze'in ruhani kralı acıya, özellikle de yasaklanmış acıya karşı büyük bir arzu besliyordu. Daha düşük kademedeki biri için böylesine arzular akılsızca olarak nitelendirilebilir ancak bu kişi hükümdarsa, bu tip arzuları tatmin etmek İlahi Taht'ın faziletine gölge düşürür. Bu nedenle zindanına gidip, kendisine hizmet etmesi için her kim işkenceci bir dişi şeytan yaratırsa ona özgürlüğünü verme vaadinde bulundu. Akasha ismindeki bir yaratık gelip ona öylesine zarif işkenceler sundu ki; ona Gizli Kraliçe adını verdi ve tüm boş zamanını onun zeki işkencelerine sunmaya başladı. Birdenbire tüm sorumluluklarını bırakarak sadece onun sunabileceği acı dolu hazların peşinden koşmaya başladı. Queen of Pain, onu ölümün eşiğine getirmeyi başardı ancak hayatta kalmak için onu da hayatta tutmak zorundaydı. Sonunda kralın ihmalkarlığı bir isyana yol açtı. Tahtından Yalvarış Kulesi'ne sürüklendi, Queen of Pain esaretten kurtuldu ve farketmeye tenezzül ettiği herkese eziyet etmek üzere salıverildi." "npc_dota_hero_lina_bio" "Çocukluklarını beraber geçirdikleri ılıman iklimli bölgede, Slayer Lina ve küçük kardeşi Crystal Maiden Rylai arasındaki kardeş rekabeti tam manasıyla efsaneviydi. Buna rağmen Crystal hilekarlıktan anlamıyorken ve bu kadar safken, Lina'nın ateşe olan hevesi zeka ve hoşgörü üzerine kurulu olduğundan, Lina her zaman bir adım öndeydi. Bu uyumsuz çocukların çılgına dönen ebeveynleri çocuklar ayrılırsa hayatın çok daha rahat olacağını farketmeden önce birini alevlere diğerini buza derken yarım düzine çiftlik kaybetti. Büyük olan Lina güneye, çok uzakta alev düşkünü Slayer için rahattan da öte olan Misrule Çölü'nde yaşayan sabırlı halasına gönderildi. Gelişi uyuşuk yöre insanını oldukça etkiledi ve birden fazlası kül olmuş parmaklar ya da yanmış kaşlardan muzdarip olarak aşağılanmış şekilde reddedildi. Lina gururlu ve kendinden emindir ve hiçbir şey onun alevlerini söndüremez." "npc_dota_hero_mirana_bio" "Soylu bir aileden gelen, Güneş Tahtı'nın sıradaki varisi asil prenses Mirana, dünyevi mülkleri ve bütün ünvanlarını kendini tamamen Ay Tanrıçası Selemene'nin hizmetine adadığında reddetmişti. O vakitten beri Ay Prensesi olarak bilinen Mirana, kutsal Gecegümüşü Korusu'nu Tanrıçanın gümüş sularında koruma altına aldığı kutsal nilüferi çalmaya cüret edenleri avlayarak gezmektedir. Devasa kedisinin üstünde özgüvenli, gururlu ve korkusuz bir biçimde ayın ve takımyıldızların hareketleriyle uyum içindedir. Ucu ay cevherinin keskin parçaları ile bezeli oku, ışık oklarını atmak için ayın gücünü kullanmaktadır." "npc_dota_hero_furion_bio" "Doğa Tanrıçası Verodicia; dolanmış ruhu tohuma yerleştirip, hareketli suları toprağın derinlerinden çıkartıp ve tüm dikkatini büyüyen şeylere vereceğine dair güneşe yemin edip yeşil alanları çiçeklendirmeyi bitirdiğinde kendi günlerinin de sonuna geldiğini farketmişti. Tohumlarını elleriyle ektiği ağaçların yaprakları gibi onun kaderi de hayallerinin meyvesini görmeden ölmek olacaktı. Toprakları öksüz bırakmak ona acı veriyordu çünkü henüz tohumlar toprağı delmemişlerdi ve türlü tehlikelere karşı savunmasız olacaklardı. Tohum bohçasında ekmeyi unuttuğu son bir tohumun kaldığını farketti. Toprağa düşmeden önce tek bir kelime söyledi ve o son tohumu yuttu. Uçsuz bucaksız bedeni uzun kış boyunca çürüdü ve tohumları baharda besleyecek besin hâline geldi. Bahar gündönümünün sabahında, henüz ormanın geri kalanı uyanmamışken o son tohum bir anda olgunlaştı ve çatladı. Tohumun içindeki Nature's Prophet, tamamen yapraklara bürünmüş, güçlü ve bilge olarak, Verodicia'dan da yeşil alanların ve onu müttefik olarak çağıracak kadar şanslıların savunmasında en çok nerede ihtiyaç duyulacağını öngörme gücünü miras almış bir şekilde doğaya adım attı." "npc_dota_hero_windrunner_bio" "Batı ormanları sırlarını saklamakta çok başarılıdırlar. Bu sırlardan biri rüzgarların kızı, usta okçu Lyralei'dir. Windranger olarak da bilinen Lyralei'nin ailesi kızlarının doğduğu gece kuvvetli bir fırtınanın söküp attığı ve rüzgarın paramparça ettiği evlerinde ölürler. Enkazın yıkım ve ölümünden tek kurtulan yeni doğmuş çocuk olur. Fırtınadan sonra gelen sessizlikte, rüzgarın kendisi çimenlerin üstünde ağlayan şanslı bebeğin farkına varır. Bebeğe acıyan rüzgar onu yavaşça kaldırıp komşu köyde bir eşiğe bırakır. İlerleyen yıllarda çocuk, yeteneklerini geliştirdikçe rüzgar da uzaktan onu izler. Yıllar süren eğitiminin ardından, artık Windranger'ın attığı oklar hedeflerini hiç ıskalamaz. Rüzgar arkasındaymış gibi kör edici hızda ilerler, düşmanlarını ok yağmurlarıyla katleder. Neredeyse başlı başına bir doğal afet olmuştur." "npc_dota_hero_lion_bio" "Bir zamanlar büyünün Demon Witch geleneğinde bir usta olan Lion, kendi türü arasında iyilik ve adalet için savaşarak ünlenmiştir. Ancak aşırı hayranlık onu yoldan çıkarır. Sadece hırslandığında baskın gelen güce sahip Lion, bir iblis tarafından kandırılmıştır, yozlaşmış ve ruhunu güç için satmıştır. İşlediği akıl almaz suçlar yüzünden ruhu kararmış ve tek başına kalmıştır. İblis ona ihanet etmiş ve düşmanlarına daha büyük güçler vermiştir. Lion'ın öfkesi o kadar korkunçtur ki iblisi cehenneme kadar takip etmiş ve vücudunu parçalayarak katletmiştir, bu sırada da iblisin şeytani elini kendine almıştır. Ancak bütün bu şeytani davranışların da bir bedeli vardır. Lion cehennemden vücudu değişmiş, tanınamaz bir hâlde çıkmıştır. Korkunç bir nefret ile yanarak bir zamanlar usta diye çağırdığı kişileri bile katletmiş, evi olan toprakları çöle çevirmiştir. Artık Demon Witch geleneğinin son temsilcisi olarak tek başına kalmış, kendilerini öğrencisi veya çırağı olarak tanıtanlar ise kısa zamanda büyüleri sökülmüş hâlde rüzgara karışmıştır." "npc_dota_hero_vengefulspirit_bio" "En hoşnut Skywrathlı bile asabi bir yaratıktır, en ufak bir hakaret için bile intikam almak doğalarında vardır. Ancak Vengeful Spirit intikamın özüdür. Bir zamanlar gururlu ve vahşi bir Skywrath soylusu olan Shendelzare, Yüksek Şato tahtının varisiydi ancak kız kardeşinin ihaneti onu bu hakkından mahrum bıraktı. Bir kiralık katilin ağından kanatlarını feda ederek kaçmayı başardı, hem de topallayarak yürümenin utancı ile. Kanatları kırıkken asla Skywrath'in yöneticisi olamayacağını, onu kabul etmeyeceklerini biliyordu ve kız kardeşi de Yüksek Şato'nun en tepesindeki kulede, ulaşılamayacak bir yerdeydi. Uçamayan bir sakat olarak yaşamak istemeyen ve intikam ateşiyle kavrulan prenses, Tanrıça Scree'Auk ile bir anlaşma yaptı: Kırık bedenini ölümsüz bir ruhani beden için takas etti. İntikam güdüsüyle hareket eden ve fiziksel dünyada büyük hasarlar verebilen bir beden... Sonsuza kadar bir daha asla uçamayabilir, ancak intikamını kesinlikle alacak." "npc_dota_hero_witch_doctor_bio" "Dayanıklı, şekli bozuk bir silüet savaş alanında en çok yardımı dokunacağı ya da en çok hasarı vereceği yeri arayarak tuhaf, biçimsiz bir şekilde ilerlemektedir. Vücudu bu hâle sonradan mı geldi, yoksa hep böyle miydi bilinmemektedir, ancak kimse bu bozulmuş vücuttaki gücü inkar edemez. Witch Doctor Zharvakko, korkutucu putları, lanetleri ve büyüleriyle donanmış olarak ilerlerken uzun sopası toprağı titretir. Arktura'nın dağlık adalarında birkaç insan ömrü boyunca öğrenilmiş ve mükemmelleştirilmiş büyülü bilgilerle dolu bir bedendir onun bedeni, artık büyük bir isabetle düşmanlarına karşı kullanılan büyülerle donatılmış bir beden. Zharvakko'nun müttefikleri sağlıklarını dolduran büyülerle kutsanırken, düşmanları yıkım ve ölümden başka hiçbir şey bulamaz." "npc_dota_hero_leshrac_bio" "Tormented Soul Leshrac, doğanın kalbinden koparılmış, yarısı bir varlık düzleminde yarısı başka bir düzlemde olan bir yaratıktır. Keskin zekâsı öylesine güçlüdür ki; yaradılışın kalbindeki ızdırap verici dehşeti asla aklından çıkaramaz. Bir zamanlar varoluşun anlamını çözmüş bir filozof olarak, lanetli Kronoptik Kristallerle doğanın derinliklerini araştırmış ve orada karşılaştığı gerçekler tarafından sonsuza kadar değiştirilmiştir. Şimdi, aydınlanmanın en karanlık derinlikleri sadece onun kibirinin düzensiz parlamalarıyla aydınlanmaktadır. Diğer temel karakterler gibi o da doğanın bir parçasıdır, fakat onun durumdaki doğa korkunç ve vahşidir. Bir tek o, gerçeğin şeytani yüzünü görebilir, fakat kendisi için özel bir ödül barındırdığını sanan yardımseverler için işe yaramaz biridir." "npc_dota_hero_juggernaut_bio" "Kimse Juggernaut Yurnero'nun maskesinin altındaki gerçek yüzü şimdiye kadar görmedi. Bir yüze sahip olup olmadığı dahi tartışmalıdır. Yurnero, yozlaşmış bir efendiye başkaldırdığı için Maskeler Adası'ndan sürüldü. Bu ceza, aslında onun hayatını kurtardı çünkü ada daha sonra bir intikam büyüsü ile geceleyin dalgalar altında kayboldu. Adanın ayin ve kılıç ustalığından oluşan Juggernaut geleneğini sürdürebilecek tek kişi olarak o hayatta kaldı. Sanatının son temsilcisi olan Yurnero'nun kendine güveninin ve cesaretinin kaynağı, onun sonsuz çalışma ve alıştırma azmi. Yaratıcı kılıç tekniği, hiçbir zaman kendine meydan okumaktan vazgeçmediğinin kanıtı. Dürtüleri, hâlâ yüz ifadesi kadar anlaşılmaz. Her şeyini iki kez kaybetmiş bir kahraman olmasına rağmen, galibiyet kaçınılmaz bir sonuçmuş gibi savaşır." "npc_dota_hero_pudge_bio" "Quoidge'in güneyindeki Sonsuz Katliam Sahası'nda tombul bir varlık, gece boyunca yorulmaksızın şafak vaktine kadar savaş alanı temizlensin diye ölenleri parçalayarak, bağırsaklarını çıkararak, iç organlarını ve uzuvlarını ayırarak çalışır. O lanetli diyarda hiçbir şey çürüyüp ayrışmamaktadır. Mezarı ne kadar derin kazarsan kaz hiçbir ceset filizlendiği toprağa geri dönemez. Etleri, gagalarına uygun boyutlara parçalamasına ihtiyaç duyan leşçil kuş sürüsüyle çevrilmiş olan Butcher Pudge, kullandıkça geliştirdiği bıçak kullanma yeteneğini biler. Şıp, şıp, tak. Et kemikten ayrılır; tendon ve bağlar ıslak kağıt gibi dağılır. Kasaplıktan zevk aldığı yıllar boyunca kasaplığın yan ürünlerinden de zevk almaya başlamıştır. Çöp poşetindekileri kemiren bir köpek gibi, en sert gövdelere dişlerini geçirmeden çok önceleri, şuradan bir parça kas, buradan birkaç damla kan diyerek işe koyulmuştur. Oraklı adamdan zerre korkmayanlar bile Butcher'dan korkar." "npc_dota_hero_bane_bio" "Tanrılar kabus gördüğünde bunun tek sebebi Bane Elemental'dır. Atropos olarak da bilinen Bane, Tanrıça Nyctasha'nın gece yarısı kabuslarından doğmuştur. Uyku tarafından barındırılamayacak kadar güçlü olan bu dehşet, Nyctasha'nın kâbuslarından fırlamış, ölümsüzlüğünden beslenmiş ve buharsı bedenini onun mürekkepsi kanından çalmıştır. O, korkunun ta kendisidir. Onun sesini duyan ölümlüler, en karanlık sırlarının kulaklarına fısıldandığını hissederler. O, tüm kahramanların kalbinde gizlenmiş korkulara seslenir. Onun durmaksızın akan simsiyah kanı, düşmanlarını kabusa hapseden bir katrandır. Bane'in karşısına çıkan her kahraman, karanlıktan korkması gerektiğini hatırlar." "npc_dota_hero_sand_king_bio" "Parıltılı Çöplük'ün kumları canlı ve duyarlıdır. Bu büyük çöl kendi kendine konuşur ve ancak böyle bir büyüklüğün akledebileceği şeyleri düşünür. Fakat daha dar görüşlü zihinlere seslenebilmek için bir biçim bulmalıdır. Bu yüzden bir parçasını salıverir ve Qaldin'in kurnaz Cini tarafından şekillendirilmiş büyülü zırhtan bir kabuğa bürünür. Bu zorunlu kimlik kendine \"Kumun Ruhu\" anlamına gelen Crixalis adını verir diğerleri onu Sand King olarak tanır. Sand King, Parıltılı Çöplük'ün müdavimlerinden esinlenerek dev bir eklem bacaklı görünümüne bürünür ve aslında bu onun acımasız tabiatının bir dışa vurumudur. Bir koruyucu, bir savaşçı, bir elçi... Sand King bunların hepsidir ve kendisine bu yaşamı bahşeden sonsuz çölden asla ayrılamaz." "npc_dota_hero_nevermore_bio" "Shadow Fiend Nevermore'da bir şairin ruhunun olduğu söylenir, hatta binlercesinin. Asırlar boyunca şairlerin, rahiplerin, imparatorların, dilencilerin, kölelerin, filozofların, suçluların ve doğal olarak kahramanların ruhlarını ele geçirmiştir. Hiçbir ruh için ondan kaçış yoktur. Onlara ne yaptığı bilinmemektedir. Kimse Nevermore'un yıldız kayalarının arasından bir yılanbalığı edasıyla çıktığı Sonsuz Derinlik'i görememiştir. Onları bir bir yer mi? Onları büyülü tapınakta binek olarak mı kullanır ya da büyülü salamurada turşusunu mu kurar? Ya da sadece boyutsal kapıdan itilmiş bir kukla mıdır? Hangisi olursa olsun, karanlık etkisi öylesine güçlüdür ki aklı olan ona yaklaşmaz. Tabi çalınan ruhların nereye gittiğini merak ediyorsan sana tek yönlü bir yolculuk ayarlayabiliriz: ruhunu onun koleksiyonuna kat ya da zahmet etmeyip onun yapmasını bekle." "npc_dota_hero_sven_bio" "Bir Vigil Şövalyesinin öksüz oğlu olan Sven, Pallid Meranth'ta doğdu ve Shadeshore Harabelerinde büyüdü. Babasının Vigil Kanunlarını çiğnemesi üzerine idam edilmesi ve annesinin taşıdığı barbar kan yüzünden insanlar tarafından hor görülmesinin ardından; Sven, erdem ve onurun kişiye çevresi tarafından verilemeyeceğini, kişinin ancak kendisinde bu erdemleri görebileceğine inanarak büyüdü. Annesinin yavaş yavaş ölümünü izleyen genç Sven, annesinin vefatının ardından gerçek kimliğini saklayarak, kendini Vigil Şövalyelerinin himayesine sundu. Tam 13 yıl boyunca her gün babasının okulunda, kendisinin toplum tarafından bir hiç sayılmasına neden olan kanunları adı gibi beynine kazıdı. En sonunda, Sven'in şövalye olma günü geldi çattı. Şövalyelik yeminini etmek için öne çıktığında, Vigil Şövalyelerinin kutsal emaneti olan \"Outcast Kılıcını\" hızlıca eline aldı ve Kutsanmış Miğferi parçaladı, sonra da Vigil'in Kutsal Yazıtlarını tapınakta bulunan Vigil'in Kutsal Alevlerinin içine attı. Vigil kalesinden, büyük adımlarla, sonsuz yalnızlığa doğru ve son harfine kadar sadece kendi kanunlarına uymak üzere uzaklaştı. Evet, o hâlâ bir şövalye... ama adı Rogue Knight." "npc_dota_hero_phantom_assassin_bio" "Kehanetin usulüne göre, suikastin doğal düzenin gerekli bir parçası olduğuna inanan Sisters of the Veil tarikatı tarafından yetiştirilecek çocuklar seçilir. Veiled Sisters hedeflerini meditasyon ve kehanet söyleyişlerine göre belirler. Hiçbir zaman başkası için tetikcilik yapmazlar, politik veya paragöz nedenlerle hedeflerini izlemezler. Onların öldürme nedenleri tanımlanabilir bir amaç ile ilişkilendirilemez ve tamamen rastgele gibi görünür. Büyük bir güç sahibi bir figürün ortadan kaldırılması, bir köylünün veya bir kuyu kazıcının ortadan kaldırılmasından daha olası değildir. Gerçekleştirdikleri ölümlerin olası düzeni sadece onlar tarafından bilinmektedir. Mağdurlarına birer kurban gibi davranırlar ve ellerinden gelen ölüm bir onur olarak addedilir. Tarikatları dışında bir kimliğe sahip olmadan yetiştirilen herhangi bir Phantom Assasin, bir diğerinin yerini alabilir; kaç kişi oldukları ise bilinmemektedir. Belki sayıları oldukça çoktur, belki de çok az. Phantom Veil'in arkasında ne yattığı hep meçhul kalmıştır, fakat yakınlarda onu duyacak kimse olmadığında zaman zaman kendini açığa çıkaran ve yasaklanmış adını fısıldayan bir tanesi hariç: Mortred." "npc_dota_hero_skeleton_king_bio" "Anımsanmayacak kadar uzun bir süre boyunca, Kral Ostarion düşmanlarının kalıntılarından bir krallık inşa etti. Bir saplantılının uzun sonsuzlukları geçirmek için yaptığı, kaderinde sona ermenin görülmediği bir monarşi. O, sarayına kuleler yaptığı sürece ölmeyeceğine inanıyordu. Ama sonunda aldatıldığını öğrendi... kemik tek başına ölebilirdi. Kendi etine güvenmediğinden, kendi saltanatını uzatmak için daha kalıcı yöntemler ararken, en sonunda hayalet enerjisinde, bazı karanlık ruhların ölümünde ortaya çıkan saf bir ruh çeşidinde, karar kıldı. Eğer kendini hayalet özüyle aşılarsa, kendisine egosu kadar parlak ve sonsuz bir beden yaratabileceğini düşündü. Hayalet gecesi olarak bilinen bin yıllık bir gündönümünde, aslarını kendi ölümsüzlük hırsı dorultusunda yeterince ruh toplamaya zorlayarak, değişim ayinini gerçekleştirdi. Önemli olan tek şeyin sabah onun, Wraith King'in güneşle birlikte doğması olduğundan, kimse o gece onun kaç kahramanının can verdiğini bilmiyor. Artık o, parlak tahtında çok nadir vakit geçiyor; ama kılıcını çekip, ölümü bile aşan bir bağımlılık sağlamak için adımlarını dışarıya atıyor." "npc_dota_hero_morphling_bio" "Kuyrukluyıldız karanlık ebediyet süresince döndü dolandı. Uzak bir güneşin yerçekiminin merhametsiz tutuşuna köle kaldı ve bu karanlık yolcuğu onu değiştirdi. Efsanevi Vloy Savaşı'nın akşamında gökyüzünü yararak geceyi arkasında bıraktığı ışıkla aydınlattı, her iki ordu bunu kehanet olarak gördü. Donmuş küre göz açıp kapayıncaya kadar bir nehrin kıyısında çarpışan iki gücün altında eridi. Bu onu, Morphling'i, kaprisli ama rahatsız okyanusun dalgalarıyla bir bütün olan elemental gücü buz hapsinden kurtardı. Suya girmeye cesaret eden ilk generali içgüdüsel olarak öldürüp formunu alarak o da çatışmaya girdi. Rengarenk savaşçılar çatışırken o, savaş boyunca formdan forma girdi ve hepsinin özelliklerini aldı: bir savaşçı, okçu, süvari ve bineği. Son asker düşene kadar Morphling her rolü ustaca oynadı. Bu savaşın sonu onun için sadece bir başlangıçtı." "npc_dota_hero_bloodseeker_bio" "Bloodseeker Strygwyr, Flayed Twins'in Av Köpeği, ayinle kutsanmış ve Xhacatocatl'ın puslu tepelerinde kan aramaya gönderilmiş bir avcıdır. Flayed Ones'ın memnun olması için okyanusları dolduracak kadar kan akması gerekir ve eğer platonun rahipleri bu açlığı dindirmezse dağ krallığının sonu olacaktır. Strygwyr bu yüzden katliam için yola çıkar. Tattığı her kandaki yaşam enerjisi, zırhındaki ve silahındaki tılsımlar sayesinde İkizler'e iletilir. Yıllar içinde saldırgan bir kurdun vücuduna sahip olabilmeyi başarmıştır; savaşta ise bir çakal kadar vahşidir. Denir ki, bazen, Bloodseeker'ın Maskesi'nin altında, kan isteğinin giderilmesi sırasında, Av Köpeği'nin gözlerinde Flayers'ın direkt kontrolünü görebilirmişsiniz." "npc_dota_hero_axe_bio" "Mogul Khan, Red Mist Ordusunda bir er iken gözünü General olmaya dikmişti. Birçok savaş sonrasında kendisini kan donduran şekillerde kanıtlayan Mogul Khan'ın yükselişindeki en önemli sebep, üstünün kellesini gövdesinden ayırırken hiç tereddüt etmemesiydi. Yedi yıllık Thousand Tarns Seferi'nde yaptığı katliamla kendisini farkettirdi, ünü eskisinden daha parlaktı ama müttefiklerinin sayısı giderek azalıyordu. Mogul Khan, nihai zafer gecesinde kendisini yeni Red Mist General'i ilan etti ve en büyük ünvan olan 'Axe' ünvanını aldı. Fakat emrindeki askerlerin hepsi ölmüştü. Elbette savaşta bir çoğu ölmüştü ancak oldukça büyük bir kısmı da Axe'ın kılıcının tadına bakmıştı. Söylemeye gerek yok, çoğu asker onun liderliğinden kaçınıyor ama bu Axe'ın umrunda değil çünkü ona göre tek kişilik ordular her zaman en iyi olmuştur." "npc_dota_hero_razor_bio" "Underscape'i dolduran sembolik güçler arasında, Razor the Lighting Revenant en çok korkulardan biridir. Şimşekten oluşan kamçısı ile, ölülerin doğuştan gelen zekalarına göre ayrılan ruhlarının oluşturduğu tehlikeli bir ağ olan Narrow Maze boyunca açık gözlü ve kararlı bir biçimde devriye gezer. Maze'in üstünde süzülür, şaşkına dönmüş ruhlara tepeden bakar, ruhlar kendi kaderlerini aydınlık çıkışlara ya da karanlık ve dipsiz kuyulara doğru belirlerken, onları hem cezalandıracak hem de hızlandıracak kızgın elektirik şokları gönderir. Razor ezici gücün ebedi simgesidir, soyuttur ve neredeyse gücünü uygularken umursamaz davranır. Yine de soylu bir havaya sahip olması, yaptığı işten alaycı bir haz aldığını izlenimini uyandırır." "npc_dota_hero_storm_spirit_bio" "Storm Spirit gerçek anlamda doğanın bir gücüdür; rüzgarın ve havanın mistik güçleri, bir insan formunda toplanmıştır: taşkın, şen şakrak ve zaptolunmaz bir form. Çakırkeyif favori dayınız gibi her ana çıtırdayan enerjisini katar. Ama yaratılışında bir trajedi vardı ve her zaman böyle değildi. Nesiller önce, Wailing Dağları'nın ötesindeki ovalarda, kıtlık ve yokluk içinde iyi insanlar yaşardı. Thunderkeg ismindeki bir elemantalist, yağmur istemek için yasaklanmış büyüyü kullanarak şimşek ruhunu çağırdı. Bu ölümlünün haddini aşan hareketine öfkelenen Storm Celestial -Rasjin olarak bilinir- rüzgar ve sel ile toprağı dümdüz oyarak yerle bir etti. Thunderkeg, Celestial için rakip olamazdı; en azından kaderlerini tek bir şeyde birleştirecek intihar büyüsünü yapana dek: Celestial'ı kendi vücudunun içine hapsetmek. Birbirlerine hapsolmuş şekilde, Thunderkeg'in engin mizah yeteneği Raijin'in çılgın enerjisi ile kaynaştı ve bu dünyada fiziksel bir formda yürüyen ruhani tek varlık olan neşe dolu Raijin Thunderkeg'i yarattı." "npc_dota_hero_crystal_maiden_bio" "Ilıman bir krallıkta dünyaya gelen ve ablası Lina ile beraber yetişen Crystal Maiden Rylai, büyüdükçe içindeki buz yöneliminin çevresindekiler için tehlike yarattığının farkına vardı. Dinlenmek için durduğunda su kaynakları ve nehirler kısa bir sürede donuyordu; olgunlaşan meyveler buz tutuyor ve meyve bahçeleri buzdan birer labirente dönüşüp kuruyordu. Çileden çıkan ailesi Lina'yı ekvatora gönderirken; Rylai kendisini Icewrack'in buzlu kuzey krallığına sürgün edilmiş olarak buldu. Burada, Blueheart Glacier'de inzivaya çekilmiş bir buz büyücüsü tarafından eğitime alındı. Uzun çalışmaları sonrasında büyücü onun münzevi eğitimi için hazır olduğunu söyledi ve ona kendi yerini verdi. Buzulun içinde bin yıllık bir kış uykusuna yatan Rylai'nin Frozen Arts ustalığı giderek daha da arttı ve bu konudaki bilgisi ve ustalığı emsalsizleşti." "npc_dota_hero_warlock_bio" "Ultimyr Akademisi Efsun Kütüphanesinin Küratör ve Satın Alma Müdürü olan Demnok Lannik, kayıp, nadir ve yasaklı yazıtların toplamak adına bitmek tükenmez bir çaba içindeydi. Onun için hiçbir tapınak korkulası değildi, tüm güvenilmez mağara patikaları tekin sayılırdı. Eğer derinlerde bir yerde bir yazıtın bir sayfalık kısmının dahi olabileceğine dair bir ipucu varsa, hayatına dair duyacağı çekince bile yok oluverirdi. Amma velakin, onun keşifçileri o kadar sıklıkla yazıt koruyucularının öfkesini tetikliyorlardı ki, büyü sanatında ustalaşmanın gerekli olduğuna karar verdi. Yazıtları bulmaya dair görevindeki takıntısına benzer bir şekilde dikkatini büyücülüğe kaydırdı ve çoğu pratisyenin bir lisans dersini bitirebileceği süreden daha kısa zamanda Akademinin en güçlü Warlock'u haline geldi. Neredeyse aklına sonradan gelmiş bir fikir ile, bir Dreadwood asa oydu ve Dış Cehennemlerde tutsak tutulan bir ruhu çağırdı. En son büyü kitabını kurtaracağı günü beklerken, kendi kitabı olan Black Grimoire'i yazmaya başladı. Bu kitap şüphesiz çok eğitici olacak." "npc_dota_hero_zuus_bio" "Cennetin kralı, tanrıların babası Zeus, tüm kahramanlara sanki onun şımarık isyankar çocuklarıymış gibi davranır. Bilinmeyen zamanların birinde ölümlü bir kadınla birlikte kaçamak yaparken yakalandıktan sonra, onun ilahi eşi sonunda ona son cevabını verir: 'Eğer ölümlüleri seviyorsan, git ve onlardan biri ol. Eğer olur da bana sadakatini kanıtlayabilirsen, bana ölümsüz kocam olarak geri dönebilirsin. Öbür türlü, git ve yaratıklarının arasında geber.' Zeus, onun mantığının (ve büyülerinin) etkilenemez olduğunu bilir ve onun planını kabul eder. O her zaman ölümlülere iyi davranan biriydi. Ancak kendisi de ölümlü olduğundan ve ebedi eşine olan sadakatini kanıtlayabilmek için savaş alanında zafer peşinde koşturmaya devam etmek zorundadır." "npc_dota_hero_tiny_bio" "Bir taş yığını olarak hayata gözlerini açan Tiny'nin geçmişi, kendisinin de sürekli tahminde bulunduğu bir muammadır. Şu an bir Taş Devi olabilir ancak daha önce neydi? Bir golemin topuğundan düşen bir kalıntı mıydı? Bir gargoyle yaratıcısının attığı kırık bir parça mıydı? Yoksa Garthos'un Oracular Visage'ından bir kısım mıydı? Derin merakıyla geçmişini, ailesini ve halkını yorulmadan aradı gittiği her yerde. Dolaştıkça büyüdü ve serpildi; küçük taşları yok eden güçler Tiny'nin tam tersine giderek büyümesini sağladı." "npc_dota_hero_puck_bio" "Puck ilk görüşte yaramaz, çocuksu bir karakter gibi görünebilir ancak bu görünüşünün altında bilinmez bir yaratık vardır. Ebediyete kadar yaşayan Peri Ejderlerinin gençlerinden biri olan Puck, çocuk görüntüsüyle milyonlarca yüzyıl yaşamıştır. Teknik olarak Puck'ın genç olduğu her ne kadar doğru olsa da, medeniyetler çöküp yeniden kuruldukça Puck hep genç kalacaktır. Karanlık bir amacı gizler gibi görünen Puck'ın aslında ne yapmak istediği, bu yüzden oldukça gizemlidir. Haylazlığa duyduğu sonsuz düşkünlük, Puck'ın gerçek doğasını işaret eder." "npc_dota_hero_tidehunter_bio" "Aynı zamanda Leviathan olarakta bilinen Tidehunter, Batık Adalar olarak anılan krallığın bir zamanlar koruyucu şampiyonu idi. Ancak Tidehunter'ın ve halkının amaçları biz fanilerin anlayabileceğinden her zaman daha gizemliydi. Hepimiz kuru toprak üzerinde yaşayan canlılar için açık denizlerin ne kadar önemli olduğunu az çok biliriz; ticaret ve ulaşım yollarını elinde tutan krallıkların nasıl yükseldiğini ve ellerinde tutamayanların nasıl çöküş yaşadıklarını da biliriz. Ancak denizin karanlık sularında bu işlerin nasıl yürüdüğü ve okyanusun altında yaşam alanları için sürekli savaşan Meranthic Disapora'sının kabileleri hakkında çok daha az şey bilmekteyiz. Deniz Adamları ve insanlar arasında gelişmekte olan kırılgan diplomasimiz yolu ile bu batık imparatorlukları belli bir ölçüde gözlemleyebilme şansına erişmiş olsak bile; birçok diplomatımız, bu uygarlıkların politakalarını çok saydam ve karışık bulmaktadır. Zaten ilk bakışta görünene göre, tüm bu gereksiz çatışma ve argümanlardan sıkılan Leviathan bir gün öylece her şeyi bırakıp gitmiş, kendini herkesten tecrit ederek sonsuzlukta yaşayan tanrısı, Maelrawn the Tentacular'a sadık olarak onun yolunda yaşamayı tercih etmiştir. Artık sadece kaotik tanrısını dinleyen Tidehunter, sonsuz denizin kuytu köşelerinde ister insan olsun ister deniz adamı, karşısına çıkma şansızlığına düşen herkesi avlamaktadır. Aradığı avlar arasında en önemlisi ise, düşmanlık sebepleri artık okyanusun en derin dehlizlerinde kaybolmuş olan can düşmanı Amiral Kunkka'dır." "npc_dota_hero_riki_bio" "Riki, büyük Tahlin hanedanının ortanca çocuğu olarak dünyaya geldi. Tahta sahip çıkması için seçilen bir abisi ve şımartılıp üstüne düşülen bir kardeşi olan ortanca çocuk Riki, doğuştan görünmezlik sanatı için yaratılmış gibiydi. Kendisinin geliştirdiği ve bir gece ansızın kendi halkı tarafından ihanete uğrayıp ailesi katledildiğinde onun hayatını kurtaran sanat buydu. Tüm kraliyet hanedanı içinde bir tek o, sessizce, hızla ve dumanı kendine siper olarak kullanarak kaçabildi. Düşman savaşçılarını gafil avlayarak ve boğazlarını birer birer keserek hanedan topraklarını terketti. Artık hanedana karşı sorumluluklarından arınmış olan Riki, yeteneklerini yeni bir geleneğe hizmet için kullanıyor: Gizli Suikast. Düşmanlarını susturuyor, yeteneklerini geliştiriyor ve ailesini öldürenler ile vatandaşlık hakkını elinden alanlardan bir gün intikam almayı umuyor." "npc_dota_hero_enigma_bio" "Enigma'nın geçmişi hakkında hiçbir şey bilinmiyor. Yalnızca çağlar boyu aktarılmış, çoğu uydurma olan hikayeler ve efsaneler var. Aslında, Enigma tek gerçek biyografisi bir tanımdan ibaret olan bir gizemdir: o evrensel bir güç, dünyaların tüketicisi. O boşluktan bir varlık, bazen bedensel, diğer zamanlarda ruhsal. Yüzeyler arasında bir canavar.

Bazı hikayelere göre o bir zamanlar evrenin sırlarını çözemeye çalışan ve kibri yüzünden lanetlenen büyük bir simyacıydı. Diğer efsaneler, onun değişik bir yer çekiminden gelen eski bir varlık olduğunu söyler, kişileştirilmiş bir boşluk. Evrendeki ilk ışıktan önce karanlıktan gelen çarpık bir ses. Ve onun çökmüş bir yıldız olduğunu söyleyen daha eski efsaneler var, karmaşıklaşmış ve hislere sahip olmuş bir kara delik. Motivasyonları bilinmeyen, amansız güce sahip, varoluşun kendisine salınan bir yıkım gücü." "npc_dota_hero_tinker_bio" "Boush'un minnacık ırkı aslen zekalarıyla, kurnazlıklarıyla ve büyüyle aralarında olan huysuz bağla ünlüdür. Zekaları ve akılcı yöntemlerle kullanılabilen doğa güçleri sayesinde yaşamayı başarmalarını gurur meselesi haline getirmişlerdir. Boush'un da doğrulayacağı üzere bu kısıtlama haddinden fazla sorun çıkartmıştı. Bir zamanlar doğa kanununu araştıran Boush, Menekşe Platosu'nun puslu arazilerinde kurduğu yeraltı laboratuvarda, doğanın güçleri ile ilgili çok derin bir bilimsel araştırma sürdürmüştür. Büyücülerin dünyaya geldiklerinde karşılaştığı zorluklara gülüp geçen Boush, istemeden ve mağrurca aklının alamayacağı bir yere portal açmış ve oraya ait kabusları kendi dünyasına getirmişti. Menekşe Platosu'nun tam ortasından yayılan siyah duman dokunduğu yeri tamamen karanlığa gömmüştü. Menekşe Platosu Olayı'ndan tek kurtulan Tinker, Boush olmuştu ve bunu zekasına ve yanında taşıdığı aletlerine borçluydu." "npc_dota_hero_sniper_bio" "Kardel Sharpeye, çok eski zamanlardan beri, Keen Folk'un köylerinin yukarısındaki garip, uçurumda yaşayan dik iz sürücülerini avlayarak, onları uzaktan vurarak ve düştükleri yerde cesetleri toplayarak hayatta kaldığı Knollen dağlarının derinliklerinde doğdu. Sharpeye, menzilli silahlarının başka bir uzantı olduğu ve ateş etmenin dokunmak kadar doğal olduğu bu garip dağ meraklılarının en iyileri arasındaydı.

Çağırıldığı gün, köyünde tam bir duruş kazanacağı zaman, Sharpeye kadim bir sınava girdi: canavarı uçurumdan aşağı indirmek için vadi tabanından tek bir atış. Iskalamak onursuzluk olacaktı. Tüm köyün nöbet tuttuğu sırada Sharpeye, atışını yaptı. Sarp bir iz sürücü düştü; kalabalık alkışladı. Ama leş toplandığında köy sessizleşti, çünkü yaşlılar kurşunun parıldayan orta gözünü deldiğini ve sonra sarp iz sürücünün çenesine perçinlenmek üzere düştüğünü buldular. Bu uğursuz işaret, böyle bir atış yapan silahlı adam için hem azameti hem de sürgünü önceden bildiren karanlık bir kehanetin gerçek anlamıyla başlangıcıydı. Böylece Keskin Nişancı Sharpeye, kendi marifetiyle, halkından ayrılmaya mahkum edildi ve bir savaş alanında efsanevi bir boyuta ulaşarak kehanetin geri kalanını yerine getirene kadar halk arasında hoş karşılanmadı." "npc_dota_hero_necrolyte_bio" "Büyük veba zamanında, karanlık eğilimleri olan gizemli bir rahip, bir Rotund’jere, kendisini üstlerinin ani ölümü nedeniyle Kardinalliğe terfi olmuş buldu. Diğerleri dışarıda hastaların yardımına koşarken; yeni atanmış kardinal, Rumusque Katedrali’nde inzivaya çekilmiş, ölmekte olan soylulara dünyevi topraklarını bağışlamaları karşılığında ruhsal ödüller vâât ederek mal varlıklarını ele geçirmekle meşguldü. Veba, bazı inatçı cüzdanlara ulaştıkça, davranışları daha büyük bir kesimin dikkatini çekti. Onu kafirlik yapmaktan suçlu bulup veba koğuşunda hizmet etmekle cezalandırdılar; büyülerle yavaş ve acı dolu hastalığa yakalanmasını garantilediler ancak hesaba katmadıkları şey, onun doğal bağışıklığıydı. Rotund’jere hastalığa yakalandı, ancak hastalık onu öldürmek yerine gücünü besledi ve onu gerçek bir veba büyücüsüne, Salgın Rahibine dönüştürdü. Kendisini Necrophos ilan ederek, vebayı geçtiği her yere yayarak ve salgının yok ettiği her köyle daha fazla güç kazanarak dünyayı dolaşmaya devam etti." "npc_dota_hero_slardar_bio" "Derinlerden Gelen Slardar, batmış şehirlerden oluşan bir ağın ve onlarda gömülü olan zenginliğin bekçileri olan Slitheren ırkındandır. Okyanus derinliklerinin ışıksız girdaplarında, Slitheren Bekçileri gizli hazine odalarında aç gözlü kuru toprak büyücüleri tarafından gönderilen sualtı hırsızlarına karşı devriye gezerler. Slardar oldukça sadıktır ve onun suskun doğası, denizlerin en gizli yerleri hakkındaki engin bilgisini derinlere saklar. Sığ yerlerde aydınlık yüzünden çektiği acıya rağmen, keşif yapmak ve kimsenin derinliklere karşı plan yapmadığından emin olmak için çıkar. Bazen de Sunken Hazineleri'nden bir şeyler çalmayı başarabilmiş nadir kişilerin peşinde acımasız bir av içindedir. Bütün yaşamını denizlerin muazzam ağırlığı ve büyük bir basınç altında geçirdiği için, Slithereen Bekçileri'nden Slardar muazzam güç sahibi bir yaratıktır." "npc_dota_hero_faceless_void_bio" "Darkterror, Faceless Void, zamanın dışındaki diyar olan Claszureme'den gelen bir ziyaretçidir. Nemesis Taşları yüzünden çıkan arbedenin, başka bir boyuttan bir varlığın gelmesine sebep olması başlı başına bir sır perdesi teşkil ederken görünen o ki bu dünyada olan güç kaymasının diğer boyutlarda da bir yansıması olmuştu. Zaman, Darkterror için düşmanlarının yok olma sebebi ve müttefiklerine yardım etme sebebi olmaktan başka bir anlam taşımaz. Uzun zamandır evreni izlemesi ona garip ve dolaylı bir vasıf eklediyse de savaşta gelişen olayları oldukça kişisel algılar." "npc_dota_hero_death_prophet_bio" "Krobelus bir Ölüm Kahiniydi, bir başka deyişle perdenin arkasını görmek isteyen en zenginlere kaderlerini anlatıyordu. Fakat başkalarının kaderlerini sorgulayarak geçen yılların ardından kendi kaderini aramaya başladı. Ölüm, sırlarını vermek istemeyince kendi hayatını teklif etti. Fakat en yüksek bedel bile yetmedi.

Ölüm, gizemini ardında saklayarak onu defalarca reddetti. Kıskançlığı gittikçe büyüdü. Diğerleri ölüp sonsuzluğa kavuşabiliyordu da o niye kavuşamıyordu? Niye böylesine sıkıcı bir rutin halinde yaşamın kıyısına geri gönderiliyordu? Diğer tüm canlıların kabul gördüğü şeye o neden kabul edilmiyordu? Tüm bunlara rağman inancı kırılmadı.

Mezarından kalktığı her seferinde, yanında bir parça ölümü getirdi. Wraith'ler onu tuzla buz olmuş ruhunun bir parçasıymış gibi takip etti; kanı inceldi ve adeta ruh gibi oldu. Gecenin aç yaratıkları onu kendi kanlarındanmış gibi benimsedi. Her ölüşünde ruhunun bir parçasını daha kaybetti ve nihai sonu yakınlarda gibiydi. Kendini ölüme her geçen gün çok daha fazla adadı ve kendini Death Prophet'ın da bir gün ölümden dönmeyeceği kehanetini yerine getirmek için hiçbir müşterisinin yapmadığı kadar ölümün boşluğuna bıraktı." "npc_dota_hero_pugna_bio" "Pugna'nın doğduğu diyarlarda, Nether Reaches'ın deliklerine yakın bir yerde, Oblivion sanatlarına adanmış bir tapınak vardı ve bu tapınak güçlerini nether enerjilerinden çekerdi. Bu tapınak yerleşkesinin büyük ustası birkaç yıl önce kendini Oblivion'a kaydırmış, akademiyi lidersiz bırakmıştı. Liderlerinin öldüğü andan itibaren, tapınağın mütevellileri ustalarının reenkarne olacağı kişiyi bulmak için ayinlere başladılar ve sonunda tüm işaretler doğrudan bir bölgede birleşti. Birkaç köy tapınağın gölgesinde yerleşmişti, bu köylerin sokak ve meydanları yaygaracı çocuklarla tıka basa doluydu.

Pugna, henüz on üç yaşında, yine de köyün aday veletlerinden birisiyken, umut vaad eden diğer iki küçük çocukla birlikte tapınağa sunulacağı gün belirlenmişti. Lamalar çocuklara karmaşık ve giyilebilien eski eşyaları önerdi, bu eşyalar önceki büyük usta tarafından giyilimişti. Çocuklardan biri lamaya ait olan mermerden asaya uzandı ve asayı burnuna soktu. Afacan bir kız yine lamaya ait olan bir kolyeyi çıkardı, ve anında yutuverdi. Pugna havalı bir biçimde diğer ikisinin yaptıklarını yadırgadı, şen şakrak bir kahkaha attı ve onları zümrüt bir alev damlası ile bir anda yakarak köze çevirdi. Ardından asa ve kolyeyi kaparak, 'Benim!' dedi. Orada bulunan naipler Pugna'yı omuzlarına aldılar, onu büyük ustanın cübbesine sarmaladılar ve daha hissettikleri bile değişemeden onu tahta oturttular. Beş yıl içinde, tüm tapınak bir kül yığınına dönüşmüştü, bu da Pugna'ya sonsuz bir keyif vermişti." "npc_dota_hero_templar_assassin_bio" "Tapınak Suikastçisi Lanaya tuhaf bir soruşturmanın çağrısına kulak verdi. Bilimsel eğiliminin etkisiyle gençliğini doğanın kanunları üzerine titiz çalışmalar yaparak geçirdi. Büyü ve kimya kitaplarının içine düştü, Menekşe Arşivleri'nin kömürleşmiş parçalarındaki deneyleri yeniden canlandırdı ve zeki kayıt tutucuların gözlemlerini ezberledi. Doğasında zaten var olan sukûnet ve ketumluğunu ilerletmedeki güçlükler, gizlenme yeteneklerini geliştirdi. Daha az inzivaya çekilmiş olsa birlikler arasında adı hırsız bilgeye çıkabilirdi. Tam aksine araştırmaları onu çok daha karanlık köşelere yönlendirdi.

Sinsi yeteneklerini evrenin gizemlerini çözmeye odaklamışken, bunun yerine doğanın kendisinde bulunan gizli bir kapıyı; Gizli Tapınak'ın girişini açtı. Geçidin ardındaki dehalar onun geleceğini biliyorlardı ve onların varlığını keşfetmesi, Lanaya'nın onlara hizmet ederek alacağı cevapların yanında bir hiçti. O, bu sırları korumaya and içti. Dahası; Gizli Tapınak'a hizmet ederek anlama konusundaki sonsuz açlığını tatmin ediyor. Ortadan kaldırdığı her düşmanının gözlerinden daha fazla gizem açığa çıkıyor." "npc_dota_hero_viper_bio" "Onu ele geçiren ve ehlileştirebileceğini uman sadist bir büyücünün kindar hizmetçisi olan Viper, kendi ırkının yaşadığı ve tektonik bir kayma ile kapatılmış olan Netherdrakes'in aydınlık mağralarından ve değişmez Nether Reaches'ten kurtulduğu için, bu durumdan ilginç bir biçimde memnundu. Viper, zamanını biraz büyücünün bağlıyıcı emirlerine ayak uydurarak geçirdi, çünkü büyücünün uyguladığı karanlık büyüleri öğrenmeyi umuyordu. Fakat doğumundan gelen ve kanında gezen zehirler kadar öldürücü çok az büyü olduğunu kısa sürede farketti. Kustuğu asit, kafesinin demirlerini hemencecik eritti, Netherdrake hapsinden özgür kaldı ve yaşlı büyücünün gözlerine zehir tükürdü. Ardından dünyaya artık yeni bir efendinin olduğunu göstermek için dışarı fırladı." "npc_dota_hero_bounty_hunter_bio" "Ganimet avcısı Gondar’a avlananların onun hakkında anlattığı hikayelerin hangilerinin doğru olduğunu kimse söyleyemez. Onun bir eşya gibi terk edildiğini, iz sürme yeteneğini hayatta kalma mücadelesinde edindiğini fısıldarlar. Bazıları onun bir savaş yetimi olduğunu, büyük Avcı Soruq tarafından alınıp, büyük oyun için karanlık ormanları keşfederken ustasının kılıç yeteneğini öğrendiğini duymuştur. Bazıları da onun bir yankesici ve hırsız loncası tarafından yetiştirilip gizlilik ve iz kaybettirme üzerine eğitilmiş ezik bir sokak veleti olduğuna inanır. Vahşi kırlardaki kamp ateşlerinin çevresinde, avları giderek artan bir korkuyla Gondar’ın işleri hakkındaki dedikoduları konuşur. Vekili kaçıp saklandıktan yıllar sonra zalim Kral Goff’un izini bulup onun kellesiyle asasını kanıt olarak teslim edenin o olduğunu söylerler. Highseat'teki asi kamplarına sızıp, efsanevi hırsız Beyaz Pelerin’i suçları için yargılanmak üzere yakalayanın o olduğunu söylerler. Ve Avcı Soruq’un kariyerini Prens’in değerli savaşçısını öldürmekten mahkum ettirerek bitirenin o olduğunu söylerler. Gondar’ın akıl almaz yeteneğinin hikayeleri herbiri öncekinden daha inanılmaz, herbirinin hedefi öncekinden daha zor olmak üzere uzayıp gider. Avlananlar bilirler ki, doğru bedel karşılığı herkes yakalanabilir. Doğru bir bedel karşılığı en güçlüler bile gölgelerde korkuyu bulabilir." "npc_dota_hero_jakiro_bio" "Bütün sihirli canavarlar arasında, çift kafalı ejderha bir hilkat garibesiydi. Ateşin ve buzun, kurnazlık ve öfkenin eş parçalarından oluşan, Jakiro olarak da bilinen bu yaratık, uçtuğu yerleri kömürleştirip akabinde buzla dondurur, karşılarına çıkan bütün orduları ve doğrultulan silahları yok eder. Pyrexae ejderhaları bir batında daima ikişerli olarak yumurtlarlar. Bu ejderhaların nam salmış kötücül hisleri ta hayatlarının başındayken ortaya çıkar, bu türün yeni yumurtadan çıkan yavruları, aynı kuluçkada bile kendi kardeşlerini boğazlamaya çalışırlar ve geriye sadece en güçlü olan kalır. Pyrexae neslinin inanılmaz gücü nesilleri boyunca bu şekilde korunabilmiştir. Fakat doğal bir kaza yüzünden, acayip hilkat garibesi olan Jakiro tek yumurtada doğmuş, farklı Pyrexae türlerine ait olan yetenek yelpazesinin tamamının tek bir bireyde toplanmasına neden olmuştur. Ateşin ve buzun güçlerinin tek bir canavarımsı vücutta kısılı kalması ölümcül bir kombinasyonu beraberinde getirmiştir ve bu yüzden şu anda hiçbir düşman güvende değildir." "npc_dota_hero_spectre_bio" "Yüksek enerjili hâllerin düşük bir seviye araması gibi Spectre, yoğun ve şiddetli bir enerji olan Marcurial olarak bilinir ve kendini sürekli dayanılmaz bir biçimde fiziksel dünyaların arbedelere doğru çekilirken bulur. Normal tayfsal hâli duyusal limitleri aşsada, fiziksel bir hâl aldığı her zaman, kendini kaybeden bir hÂl ile müzdarip olur, her ne kadar amacı bu olmasa da. Çatışma anında kimliği parçalanır, tekrar oluşur ve bilincini tekrar kazanır. Kendisinin Mercurial the Spectre olduğunu farkeder, diğerleri ise sadece tek gerçek Spectre'nin gölgeleri ve benzerleri olabilir. Hayatta kalma çabasıyla dikkatini toplar; herçek zihni kendini tekrar toplar; zaferin ya da yenilginin son anlarına kadar, madde hâlini aşar ve tekrar ölümsüz formuna geri döner." "npc_dota_hero_ancient_apparition_bio" "Ancient Apparition Kaldr, zamanın dışından yansıyan bir gölgedir. Evren ile onun sonunun gelmesini bekleyen sonsuz boşluk arasında soğuktan yükselir. Kaldr vardır, Kaldr vardı ve Kaldr var olacaktır. Bizim fark ettiğimiz bize ne kadar güçlü görünürse görünsün, ölümsüz gerçek Kaldr'in sadece küçük bir yankısından ibarettir. Bazıları inanır ki evren yaşlanıp son anlarına yaklaştıkça ve sonsuzluğun sonu yaklaştıkça Kaldr'ın gücü parlayacak ve kudretlenecek, böylece Ancient Apparition daha da gençleşecek ve güçlenecektir. Sahip olduğu buzlar her şeyi durduracak ve silüeti, seyretmek için çok korkunç olan bir ışık yayacak. Artık hayalet olarak kalmayacak!" "npc_dota_hero_ursa_bio" "Ulfsaar the Warrior, bir ayı kabilesinin en acımasız üyesidir; topraklarını ve halkını korur. Annelerin uyuduğu ve bebek ayıları beslediği uzun kış ayları boyunca yorulmak bilmeyen, kadim geleneklerinin tedbirli savunucuları erkek ayılar kendi topraklarını savunurlar. Yayılmakta olan bir kötülük hakkındaki artan dedikoduları duyan Ulfsaar, bu tehdit kendi insanlarını tehlikeye atmadan önce onun kaynağına ulaşıp yok etmek için vahşi ormanlarla kaplı kendi topraklarının sınırlarının dışına çıkmıştır. O, güçlü, dimdik bir ruha sahip, tamamen güvenilir, sadık bir müttefik ve savunucu olan onurlu bir yaratıktır." "npc_dota_hero_spirit_breaker_bio" "Spirit Breaker Barathrum, maddesel dünyada gerçekleşen ve kendi dünyası olan enerji dünyasını değiştiren olayları şekillendirmek için bu aleme geçen ulu ve güçlü bir varlık, kızgın ve maddesel olmayan bir zekâdır. Bu emelini gerçekleştirebilmek için hem bu dünyaya, hem de kendi dünyasına uyacak bir şekle büründü. Fiziksel şekli bu dünyanın güçlerinden gelmekte: boynuzlar, toynaklar ve eller. Bunlar onun gücünü, hızını ve zekâsını simgeler. Burnuna ise gizli bir efendiye hizmet ettiğini ve görev aldığı bu dünyanın aslında gerçeğin bir gölgesi olduğunu hatırlatan bir halka takıyor." "npc_dota_hero_obsidian_destroyer_bio" "Amirane ve hakimane bir ırktan olan Harbinger, boşluğun kenarındaki son mevzideki hayatta kalan yegane bekçi olarak, boşluğun kıyılarında sinsice avlanır. Bu diş diş kristallerden oluşan dünyadan gelen ve sürekli nöbette olan Harbinger, ezelden beri cennetlere gözünü dikmiş ve yıldızların ötesindeki dipsiz gecelerde olacak herhangi bir kıpırtı için sürekli tetikte beklemiştir. Hakkında eski kadim yazarlar şöyle bir şiir yazmıştır; titreşen bir desen gibi zekasının parlak örgülerinin derinlerinden/ aklına kazınmış bir kehanettir bir iblisin uyanacağını ima eden/ karanlık bir müzik çalar en nihayetinde/ yaratılışın sınırlarının ötesinden/ Harbinger ilgisini bizim dünyamıza çevirirken. Tüm benliği ile bu kutsal ibadetine odaklanmışken, Outworld Destroyer dikkatinin birazını güneşin yakınlarına doğrultur. Ama eskilerin son bir feryadı ve içinden olduğu kadar dışından da gelen, yavaşça yaklaşan bir tehlikenin sezisi ile kendisinin kanatlı varlığını savaşın düzlüklerine bir ziyaret için güneşe doğru yollar. Bizim kehanetlerimizde Harbinger'ın yeri hiç muğlak değildir; çok kötü şeylerin gerçekleşeceğine dair bir işaret olarak değerlendirilmelidir. Ama onun gelişi bile yeterince kötüdür." "npc_dota_hero_meepo_bio" "“Eğer bana sorarsan, hayat tamamıyla tandığını kişiler ve bulabileceklerinden ibarettir. Uçurumgölgesi Yıkıntıları'nda yaşıyorsan zor olan tek şey ise; yiyecek bir şey bulmaktır. Bu yüzden kemeri sıkman, dilenmen, gücünün sınırlarını iyi bilmen gerekir. Ordaki bir çok yaratık seni öldürebilir, bu yüzden zayıfları kapana kıstıracak ve senin güçlülerden sıyrılmanı sağlayacak bir yol bulman lazım. Diğer bir yandan, yıkıntıların kendi tarihi vardır ve bazıları için tarih çok şey ifade eder. Bütün bu kara büyüleri yaptıkları bir saray bulunurmuş burada. Kötü şeyler. Eğer ayinde canlı kalabilirsen, bir kristali tuzla buz eder ve ruhunu parçalara ayırırlarmış. Sanatta da iyilermiş! Heykeller ve benzeri şeylerde. Şunu da söyleyeyim sana: bazen bu eski parçalara şans eseri ayağın takılabilir. Bunlardan alabildiğince alıp şehirde sat, sonra al sana bir kaç haftalık yemeğin çıktı. Eğer şans gerçekten senden yanaysa, bir tane Uçurumgölgesi kristali bulursun. İyice yay haberi ve etrafa sor soruştur. Her zaman, bunlardan arayan bir kaçık ahmağı tanıyan birileri vardır. Eğer işler iyi gitmediyse, şehirde bulunduğunda bir Magusa sat. Bu şeyi çok seviyorlar. Yani, şey, herneyse, bu kristalleri taşırken dikkatli ol. Bir tanesinin sana değmesini istemezsin. Çok acıtıyor.”" "npc_dota_hero_visage_bio" "Dar Labirent'in girişinin tepesinde alaycı bakışlarıyla sinsi gargoylelerin tünemiş heykelleri, bu hayatta ve bundan sonrakinde ilelebet nöbet beklercesine otururlar. Yaratıklar, kuşlar, insanlar ve canavarlar, tüm ölümlü canlılar bir gün gargoylelerin bakışlarına maruz kalacaklardır. Benliğinden ayrılan bir ruh için gizli ölümün macerasını yaşamak kaçınılmazdır. Değişim geldiğinde, biraz büyücülük ve hinlikle bazı huzursuz ruhlar cehennemlerinden ve cennetlerinden kaçtıklarında, Necrolic’in ebedi ruhunun bir formu olan haşmetli gargoyle Visage onları geri getirmek üzere salınır. Kaçaklara yataklık edenleride yok etmekten kaçınmaksızın, tükenmişliğin ve ölümün engellenemez kurallarıyla Visage avını acımasız ve efektif bir şekilde takip eder. Ahiretten kaçılabileceğini düşünerek böbürlenenler kısa bir süre de olsa ölü geri dönebilir, ama Visage'ın onları bulup ait olduklara yere geri getirmesi an meseledir." "npc_dota_hero_keeper_of_the_light_bio" "Kır Atını Koşturan, Sonsuz Güneş Parıltısı, Işığın Koruyucusu. Ezalor kadim güçlerle bağlı olduğu iptidai ahengin aleminden uzun süre önce kaçmayı başardı. Işık saçan asasının ucunda bahşedilen hediyesini taşıyan, her zaman kaosun bir adım önünde olan evrenin şafağında büyüyen hassas güç artık tüm alemlerde birden atını koşturuyor. Atını zorlukla dizginleyen yaşlı ve titrek görünümünün altında olağanüstü gerçekler yatıyor. Kaosun ve karanlığın güçleri ile karşı karşıya geldiğinde iptidai ışığı patlarcasına ortaya çıkarak tüm gücünü açığa çıkarcak, kendisinin hafife alınamaz gücünün yeniden görülmesini sağlayacaktır." "npc_dota_hero_slark_bio" "Kara dünyası sakinlerinin hakkında çok az şey bildiği Karanlık Resif, kendi halkına karşı suçlar işlemiş en azılı deniz yaratıklarının gönderildiği batık bir hapishanedir. Katil Slithereenlar, azılı derin su yaratıkları, sosyopat Meranthlarla dolu olan jilet kadar keskin dikitlerle kaplı bir yerleşimdir. Yılan balıklarının devriye gezdiği, deniz şakayıklarının koruduğu bu loş labirentlerde yalnızca en yırtıcılar hayatta kalır. Sebebi bilinmeyen bir nedenle Karanlık Resif'e atılan Slark, soydaşsız, nezaketsiz, kimseye güvenmeden, gerektiğinde saklanarak, gerektiğinde acımasızca, planlarını ve düşüncelerini kendine saklayarak hayatının yarısını burada geçirmiştir. Bir düzine mahkum beyhude kaçış planlarını gizli tutmak için kimseyi öldürmekten çekinmezken, Slark bir şekilde kaçış şemalarını ele geçirerek plana kendisini dahil eder. On iki mahkumun onu kaçış esnasında öldürülürken diğer ikisi yakalanarak, resif mahkumlarının eğlenmesi için gözler önünde idam edilir fakat gizli on üçüncü kaçak olan Slark kimseden habersiz kaçmayı başarır ve asla yakalanmaz. Şimdilerde Gölgelimanı'nın güney yakalarının etobur mangrovununda Slark, Karanlık Resif'den kaçmayı başaran ilk ve tek yaratık olarak yaşamını sürdürmektedir." "npc_dota_hero_medusa_bio" "Güzellik güçtür. Bu düşünce Medusayı her zaman rahatlatmıştı, Medusa üç güzel Gorgon kız kardeşler içinde en genci ve en güzeliydi, bir tanrıça tarafından dünyaya getilmelerine rağmen içlerinde ölümlü olanı yalnızca Medusaydı. Medusa bu duruma aldırış etmiyordu ta ki ölümsüz iki kız kardeşi güzelliklerine ve gözyaşlarına aldırış edilmeden kimliği belirsiz maskeli düşmanlar tarafından Gorgon krallığı istila edilip kız kardeşler evlerinden koparılana kadar. İstilacılardan biri Medusayı da yakaladı fakat küçümser bir bakış atarak şöyle söyledi: 'Bu ölümlü kokuyor, ölümlüler hiçbir işe yaramaz.' Aşağılanan ve öfkeden çılgına dönen medusa annesinin tapınağına giderek ağlamaya başladı, 'Beni sonsuz hayattan mahrum bıraktın bu yüzden sana yalvarıyorum bana güç ver! Güç ver ki hayatımı kardeşlerimi kurtarmaya ve bu adeletsizliğin öcünü almaya adayayım!' Uzun bir beklemeden sonra Tanrıça kızına, dillere destan yüzünün güzelliği karşışığında dehşet verici bir güç bahşetti. Medusa aldığı karardan hiçbir zaman pişmanlık duymadı. Gücün dünyayı değiştirebilecek olan yegane güzellik olduğunu anlamıştı." "npc_dota_hero_tusk_bio" "Unutulmayacak bir bar kavgası olmuştu. Wolfsden Tavernasın'da tek bir kişi ayakta kalmıştı. Ymir: Azı Dişi, Sınırların Korkulu Rüyası, Kobalt Çığ, Kıllı Boksür'ü adil bir dövüşte yenilgiye uğratmış ilk ve tek kişi. Basit bir bar bahis olarak başlayan üstünlük savaşı, dört müşterinin, bir demircinin, ve Frost Brigade'in en iyi altı askerin kırılmış cam, bardak masa ve sandalye parçalarının üstüne serilmesine sebep oldu. Birasını bitirirken Tusk kadehi zaferinin şerefine kaldırdı.

Bilinci yavaş yavaş yerine gelen hezimete uğrayanlar, bir hak için daha yalvardılar. Durumdan hoşnut Tusk'a sunmak üzere daha büyük bir bahis bulmakta zorlandılar. Tekrar oluşabilecek zarar ziyandan korkan taverna sahibi bir fikir ortaya attı. Ymir yetenekli olsa da hiçbir zaman gerçek bir savaşta yer almamış, kendini savaşın karmaşası ve ayrıt etmez öldürücüğü ile sınamamıştı. Tavernacı şu bahsi teklif etti: bulabildiğin en büyük savaşta istediğin tarafta yer al, hayatta kal ve kazan. Ödül mü? Sonraki tüm içkiler benden." "npc_dota_hero_skywrath_mage_bio" "Yüksek Şato'nun sarayında yüksek rütbeli bir büyücü olan Dragonus'un hayatı sıkıntıyla dolu. Sivri Kule'nin tahtında oturan kişiyi korumaya doğuştan yemin etmiş olan Dragonus, şu anki Skywrath kraliçesinden tüm ruhuyla nefret ediyor. Soylu bir gençken en büyük Skywrath prensesi ve tahtın varisi Shendelzare'in arkadaşı ve yoldaşıydı. Ona karşı içten ve sarsılmaz bir sevgi besliyordu ama çalışmaları ilerledikçe aklı gizemleri öğrenmeye ve Skywrath büyücülüğünde ustalığa yöneldi.

Ruhani meselelere kafa yorarken, sarayın Shendelzare'e karşı kurduğu komployu göremedi ve bunu engelleme şansını kaybetti. Saray hızlı ve şiddetli bir darbeyle sarsıldığında, çalışmalarını bitirdiğinde en eski ve en yakın arkadaşının kaybolduğunu keşfetti. Sivri Kule artık Shendelzare'in acımasız kız kardeşine aitti ve Dragonus'un yapabileceği hiçbir şey yoktu. Skywrath Mage'in büyüleri yalnızca Skywrath soyunun yeminli koruyucusuna hizmet eder, dolayısıyla Kule'ye karşı bir harekette bulunmak onu çaresiz bırakırdı. Bir gün gerçek aşkını hak ettiği yere geri getirmenin umuduyla görevine sıkı sıkıya sarılıyor. Bu arada, sırrını yalnızca tanrıça Scree'Auk biliyor. Onun büyüsü Shendelzare'i sakat bir fiziksel yaratıktan saf intikamcı enerjinin vücut bulmuş hâline dönüştürdü.

Sevgili kraliçesini Yüksek Şato'ya geri getirmenin hayalini kurarken, en çok da Shendelzare'i tamamen iyileşmiş bir fiziksel forma kavuşturmayı hayal ediyor. Asil ve iyi kalpli bir yaratık olduğu için saraydaki rolünün ikiyüzlülüğü ona işkence gibi geliyor, ama onun için en kötü işkence, Vengeful Spirit'in ona karşı kalbinde beslediğini nefreti hayal etmektir." "npc_dota_hero_abyssal_underlord_bio" "Gelişlerini anlatacak ne bir efsane ne de bir şarkı mevcut.

Dünyanın yüzeyinden çok derinlerde bilinmeyen mucizeler ve korkular yatıyor. Aşağıda, daha aşağıda, yavaşça ilerleyen magma tabakasının ve uyuyan yanardağların kaynayan köklerinin de altında, uçsuz bucaksız bir mağarayı benzersiz taşçılığıyla kaplayan obsidyan şehir Aziyog bulunuyor. Sayısız kölenin kemikleriyle sıvanmış petek şeklindeki duvarların içinde, Şeytani Ordu'nun toprakları ve onların acımasız yeraltı lideri Vrogros yatıyor.

Türünün korkunç demircileri tarafından silahlandırılmış ve Karanlık Yarık sanatında oldukça eğitimli Vrogros, büyü ile alevleri çağırma ve dünyalar arasındaki düğümden sakatlayıcı kötülükleri çıkarma yeteneğine sahiptir. Karşısına çıkanları yok ederek veya köleleştirerek her zaman elindekileri geliştirmeye çalışır. Yeraltı krallığının sunduğu toprakların çok az olması sebebiyle, gözleri daha yukarılara dikilmiştir. Emriyle, yukarıdaki halkların gücünü test etmek üzere birkaç talihsiz birlikten oluşan şeytani istilacıların ilk kısmı çoktan yarığa doğru harekete geçti. Şimdi, kuvvetlerinin tamamı bitmek bilmez bir fetihe hazırlanırken, Vrogros'un kendisi de gelecek krallığını duyurmak için aydınlık dünyaya adımını attı. Underlord ile karşılaşanlar boyun eğip bedelini ödeyecek veya oldukları yerde paramparça olacaklar." "npc_dota_hero_winter_wyvern_bio" "Birçok büyük şair gibi Auroth da sadece şiir yazmak için zaman arzuluyor ancak Winter Wyvern’ın yaşamı sektelerle dolu. Eldwurn’ün epiklerinin uzun ve renkli bir hikâyesi vardır lakin bazıları, son yücelik çağından bu yana Eldwurn Eddas’a eklenen birkaç dize ile kalan ejderha âlimlerinin eskiden oldukları kadar üretken olduklarını düşünmüyor. Auroth hayıflanarak: “Hayatta, zafer ve düşman üzerinde üstünlük kurmak dışında daha fazla şey olduğunu unutuyoruz. Hayatlarımızı aynı zamanda yaratıcı dışavurumun peşinde de geçirmeliyiz.” diyor. Kitapları için bir ilham kaynağı bulmak amacıyla araştırma gezilerini yapmaya koyuluyor. Ancak bütün bu araştırma dikkat dağıtıcı olabiliyor ve şiir yazmak için harcaması gerekenden daha az süre harcamasına neden oluyor. Mağarasında kalıp Eddas’a ekleme yapması gerektiğini bilmesine rağmen sık sık kendisini, güçlü düşmanlara karşı mücadele ettiği epik savaşlarda buluyor. Kaleleri, kadim kütüphaneleri yağmalıyor ve eğer bu esnada kendine şan edinirse, kendisine bunun sadece, araştırmasının bir yan etkisi olduğunu söylüyor. Gerçek şu ki; Gücü ve kabiliyeti savaş alanında efsanevi olsa da âlimsel zahmetleri bu zamana kadar pek edebi bir övgüyle sonuçlanmadı. Ancak kahramanca bir hikâyenin başkahramanı olarak kalmakla yetinmekten memnun değil, Auroth. O aynı zamanda bu hikâyeyi yaratmak da istiyor." "npc_dota_hero_monkey_king_bio" "500 yıldır dağ üzerine binmiş sadece kafası, çocuksu isyanını bastırmak için kadimler tarafından çağrılmış ezici taştan hapisanenin ezici yükü altında değildi. Yüzünün görünen kısımlarında yosun büyümüş, kulaklarında tutam tutam çim bitmiş; görüşü, topraktan bitme kır çiçekleriyle yanaklarına kadar çerçevelenmişti. Birçokları onun çoktan ölmüş olduğunu, cennete savaş açıp kaybettikten sonra tanrılar tarafından işkenceye uğradığını sanıyordu. Lakin buna rağmen efsanesi ayakta kalmıştı. Ancak hikâyeye göre Monkey King ölemezdi.

Böylece beklemeye koyuldu. Ta ki tanırlar ona kefaret şansı sunana kadar. Ve bu şans için isteklerini söylemek için geldiklerinde, Sun Wukong onların isteklerini kabul etti: genç bir rahip yardımcısına gizli bir kutsal görevde eşlik edecek, onu yoldaki tehlikeler ve iblislerden koruyacak ve oldukça istenen bir yadigâra sahip adamı eve götürücekti. Bunu yapıp, insanın emirlerlerine bu kutsal görevinde tevazu gösterecek ve Wukong böylece kefaretine kavuşacaktı.

Wukong bir defa olsun, tanrılara karşı olan yeminini onurla yerine getirmiş ve geçmişindeki günahlardan arınmıştı. Zorluklardan çok şey öğrenmiş olan rahip yardımcısı tapınağına, elinde yadigârlar birlikte geri götürülmüştü; ve Wukong —kendisini hayatında ilk defa tanrılarla arasını düzeltmiş bir şekilde bulmuş— maceraya ve şöhrete karşı olan susuzluğundan kısa bir süreliğine vazgeçmiş olan hâlinden memnundu. Ancak Monkey King haylazlık için yaratılmıştı... ve tanrıları gücendirmek hiç sıkıcı bir hâl alan bir iş değildi." "npc_dota_hero_dark_willow_bio" "Çocuklar perilerin afili maceralarını anlatmayı çok severler... Çünkü çocuklar çoğu perinin nispetli ahmaklar olduğunu bilmezler. Ve nispetli perilerin olduğu bir dünyada Mireska Sunbreeze'in ismi kadar hor görülen az sayıda isim vardır.

Bir peri tacir kralının çocuğu olarak doğan Mireska, kandırmaca ve cinayetin normal olduğu zalim bir ülke olan Revtel'de büyüdü. Ahlâkı, konuşulmayan kanunları ve sosyal ritüellerin hayatının her elementini kontrol etmesini henüz daha yolun başındayken sıkıcı bulmaya başlamıştı.

Böylece Mireska her isyankar çocuğun yaptığı şeyi yaptı; aile evini yaktı ve evcil ruhu Jex ile gezgin bir dolandırıcı olarak hayatını yaşamaya başladı." "npc_dota_hero_pangolier_bio" "Nivan Cesurlarını oluşturan erkekler ve kadınlar kılıç oyunları, çılgın partiler ve cafcaflı romantizm ile hayatlarını yaşarlar. Ve hepsi \"Macera dolu bir hayat yaşamaya değer tek hayattır\" öğretilerini yaşmaya çalışırken Donté Panlin'in kahramanlıkları en cesur kılıç ustalarını bile şaşırtır.

Kesemeyeceği hiçbir canavar yoktur. Baştan çıkartamayacağı hiçbir yaratık yoktur. Karşısında durmayacağı hiçbir zorba yoktur. Ve tatlı diline bağışıklık kazanmış hiçbir asil yoktur." "npc_dota_hero_grimstroke_bio" "Ashkovar halkı, yeni gardiyanlarının erişine tanık olmak ve ruhları ona bağlanırken bağlama ritüelini yapan adama mümkün olduğunca yakında durmak için tapınak meydanında toplandı. Rün taşına son vurulan son fırça darbeleriyle birlikte ruhları, Ermiş Olan'a bağlandığı esnada herkes, evlerinde oturanların bile, bir şeylerin çok yanlış gitmiş olduğunu fark etti.

Adam bunun nedeni biliyordu. Hokkalarındaki mürekkebin gücünü artırmak için kullandığı irin damlaları, mürekkebi güçlendirmek yerine tehlikeli bir hâle getirmişti ve bundan ötürü de yaptığı bağlama büyüsünün onu yok etmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Mürekkepvarî bir yozlaşma rün taşından yukarı doğru âdeta bir yılanmışçasına kıvrılarak ilerlemeye başladı ve önce fırçasını ardından adamın da elini kapladı. Bu noktadan sonra yayılması iyice hızlandı. Yüzünü ve ağzını ele geçirmesiyle birlikte, adam artık istese de çığlık atamazdı.

Tüm yaşantısı boyunca ona hocaları tarafından konulan kısıtlamaları aşarak nasıl daha büyük bir güce ulaşabileceğine dair planlar yapmıştı. Hatta bunu elde etmek için mürekkeplerinin gücünü artırmasını yasaklayan kutsal yasak emrini bile çiğnemişti. Gerçekten de artık Ermiş Olan'ın bağı sayesinde ruhuna dolup taşan bu tarifsiz gücü hissedebiliyordu. Eğer bundan sağ kurtulursa, zafer artık onundu.

Bağdan gelen gücü son damlasına kadar emmeye ve onu sarmaya çalışan yozlaşmış mürekkep akışını yenmeye çalıştı. Ortalığı bir inleme sesi sardı, bu ses halkının sesiydi. Kimisi ayaktayken sarsılmaya başladı. Zayıf olanlar yere yığıldı. Birçoğu kaçmaya çalıştı. Buna rağmen halkının gücünü emmeye devam etti. Ancak bu bile gelen mürekkep dalgasını durdurmaya yetmiyordu.

Adam, ciğerlerindeki nefes tükenmeye başladığı ve mürekkep onu tamamen kapladığı esnada bu durumdan bir çıkış yolu olduğunun farkına vardı. Kendi halkı olan Ashkovar halkıyla yaptığı bağ sadece onların korunması gerekiği zaman kullanılmalıydı... ve bu bağdan doğan gücün akış yönü iki taraflıydı.

Artık körü körüne nefretle hareket etmeyen adam, sahip olduğu son kudretiyle durdurulamaz mürekkebi bağın kendisine doğru ittirmeye başladı.

Dalganın yavaş yavaş geri çekildiğini hissederken bir yandan da yozlaşma tarafından yok edilen halkının dehşet verici çığlıkları işitti. Mürekkebin işi bittikten sonra gözlerini değişen dünyaya açtı. Ashkovar halkı artık yoktu. Onun yerine her bir Ashkovarlı dehşet verici hayaletlere dönüşmüştü ve artık kan ve kemikten değil, ağdalı ve lekeli mürekkeptendiler." "npc_dota_hero_mars_bio" "Gökyüzünün ilk evlâdı Mars, ömrünün büyük bir bölümünü daimi savaşa harcadı ve babasının adına yapılan sayısız savaşa tanık oldu. Fetih ve intikam adına yapılan savaşlar; haklı veya haksız yapılan savaşlar... her daim acımasızdı. Babasına çok benzeyen ve en temel dürtülerini gerçekleştirmekten beis duymayan Mars, diğerlerine tarif edilmeyecek derecede büyük acılar yaşattı. Babası ile arasındaki tek fark, Zeus'tan daha cani olmasıydı.

Fakat çağlar birbiri ardına geçerken, onun aşağılık bir tanrı olduğuna kanaat getiren bencil babasının ve diğer tanrıların kanaatları bir anlam ifade etmemeye başladı. Sırf savaşmak uğruna yapılan savaşlar artık onu tatmin etmiyordu. Savaşın oğlu çağlar sonra ilk defa, o görkemli mızrağını neyin uğruna savurduğunu sorgulamaya başladı.

Kader, cevabı karşısına çıkarmıştı: Belirli bir amaç doğrultusunda savaş yapmalıydı ve artık onun amblemini görenlerde dehşet ve acıdan çok daha fazlasını uyandırmalıydı. Hakkı olan liderliği ele geçirmesinin zamanı geldi. Eski çağın panteonunu yerle bir etmeli ve diğer eski tanrıların küllerinin üzerine yeni bir imparatorluk inşa etmeliydi. Çünkü ancak bu şekilde tatmin olabilir ve Mars'ın ihtişamını herkese gösterebilirdi." "npc_dota_hero_void_spirit_bio" "Diğer ruhlar, aralarındaki en yaşlı ruh olan Void Spirit Inai'nin aklını ve entrikalarını anlayabileceklerini iddia edemezler. Ölümlü bir zihni parçalayacak gizemleri paylaşan Void Spirit, bilinmeyen bir noktadan evrenin çalışmalarını izler. Kendi işlerini yapmaları için hizmetindeki kullarını dikkatle seçer. Sadece ve sadece, hakikati doğru yoluna sokacak kişinin kendisi olduğuna karar verdiğinde Gizli Tapınak'tan dışarı çıkarak maddi düzleme ayak basar.

Varoluş hakkında genişleyen bir bakış açısıyla Inai, birden fazla gerçeklik dokusunun kaderde çarpışması yazıldığında görüşünün ardında, zamanda bir noktaya dikkatle odaklanmıştı. Şimdi, Kadimlerin savaşını bizzat çözmek ve dostlarını yakında gelecek daha da büyük çekişmeler için hazırlamak için eterden çıkıyor." "npc_dota_hero_snapfire_bio" "Beatrix Snapfire ve ejder kurbağası Mortimer, Yaban Topraklara açılan yağmur görmeyen geçit Nanarak boyunca dağılmış çöl rotaları ve vahalarda hayatlarını kazıyarak çıkartan yorgun düşmüş kimseler için görülmesi mutluluk veren bir manzaradır.

Silah ustası olarak rakipsiz yeteneklerinin yanı sıra zekâ, neşe ve dünyanın gördüğü en ateşli kurabiyelerini etrafına saçmasıyla bilinen Beadie, bu olgun yaşında genç bir Keen mesleğinde hayatta kalmasını çevik zekâsına ve daha da çevik olduğu silahlarını kullanma becerisine borçludur.

Yaban Toprakların, Beadie'nin küçük vücudundan ve iyiliğe eğiliminden avantaj sağlayacaklarını düşünen haydutların ve işe yaramazların kemikleri ile dolu olduğu doğrudur." "npc_dota_hero_hoodwink_bio" "Hoodwink’in gençliği, bir zamanlar cennet gibi yemyeşil alanlarla dolu Krimwohl sınırında geçti. Fakat krallık büyüdükçe hem krallığın sakinleri hem de orduları kaynağa aç oldular. Rakip maden ve kereste baronları, değişen krallığın taleplerini karşılamak için sınır ormanlarının bütün doğal güzelliklerini âdeta bir rekabet içerisinde yağmaladı ve talan etti.

Kadim ormanlarda hayatını sürdürenlerin üç seçeneği vardı; etkisizleştirilmiş bölgelere giden sığınmacıları takip etmek, Krinwohl’un barutuna ve çeliğine karşı evlerini savunurken canlarını vermek ya da iyice kuzeye kaçarak Sisli Orman Tomo’kan’ın perili vadi ve korularında şanslarını deneyeceklerdi.

Seçimini yapan Hoodwink böylece Tomo’kan’ın dehşet verici avcılardan kaçarak, yerel hırsızlara kendini sevdirip başkalarını kızdırarak ve onun neden olduğu iddia edilen ilginç bir haylazlık yaşansa hemen orada biterek tehlikeli sis ormanda yetişkinliğe ulaştı.

Lakin Krimwhohl’un ateşlerinin kokusu yeni yuvasına ulaştığında; Hoodwink’in aklına istiladan sağ çıkmayı başaran ve talan edilmiş topraklarda sefalet içinde yaşama mücadelesi veren ailesi ve dostları düştü. Ve eski hayatını yok eden bu şeytanları görmek için medeniyetin sınırlarına doğru ilerlemekten kendi alamadı.

Ancak ne görsün, bunlar çocukluğunda gördüğünü hatırladığı canavarlar değildi. Bunlar sadece… İnsandı. Askerler, işçiler, tüccârlar ve sığınmacılar. Askerlerse barut ve çeliklerine rağmen onun Tomo’kan’da yüzleştiği ve etraflarında âdeta bir fırıldak gibi döndüğü dokungaçlı ve dişli gerçek tehlikelerle kıyas götürmezdi.

Birçok sıcakkanlı canlının haklı bir şekilde adım atmaya çekindiği karmaşık Tomo’kan’da her daim bir yuvasının olduğunu bilen Hoodwink, vahşi yaşamı etkisizleştirmeye cüret edenlere karşı mücadele veriyor, onların eşyaları arasından istediğini cebine atıyor, geri kalanını yok ediyor ve kendine yakın bulduğu geride kalan kişileriyse tekrar ormanlara doğru yönlendiriyor." "npc_dota_hero_dawnbreaker_bio" "Keeper’ın gidişiyle başlayan Işık Çağı’ndan sonraki çağlarda, İlk Güneş soyundan bazıları, atalarının yaratıcısı Keeper’ın arkasında bıraktığı kaosa karşı mücadele etmeye başladı. Kendilerine Işığın Çocukları adını verdiler ve onlara göre Keeper’ın bıraktığı ülküyü ancak onlar devam ettirmeye değerdi. Karanlığın amansız taarruzlarına karşı koymayı hedefleyen Işığın Çocukları, bütün evreni iptidai gecenin yaratıklarından arındırmak için muazzam ordular oluşturdu.

Dawnbreaker Valora, Işığın Çocukları tarafından yaratılan kadim varlıklar arasındaki en değerli savaşçıydı. Valora, düzenin ve ışığın haşmetinin bir müjdecisiydi. Genç ve metalik bir yıldızın çekirdeğinden vücut bulmuş ve altın nefesle yeni bir can lütfedilmiş Valora, Işığın Çocuklarının parlak irfanını evrenin en karanlık köşelerine yaymakla görevlendirilmişti. Valora’nın kaosu uzak tutmak için verdiği bu savaşta, ilahi çekiciyle yaptığı her savurma ortalığı ateşe verir.

Bir zaman sonra Işığın Çocukları, Dawnbreaker’a başka bir görev daha verdi. Sahip oldukları içrek ışıklarını bütün evrene yaymanın ve karanlığı her yönüyle tamamen yok etmenin bir yöntemini keşfetmişlerdi. Çocuklar, nihai planlarının son parçası olan muazzam bir güç kaynağını ele geçirmesi için Valora’yı gönderdiler. Ancak ilk defa, Valora ve çekici başarıya ulaşamadı ve hem Valora hem de Işığın Çocukları bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödedi. Işığın Çocukları karanlığa boğuldu; Dawnbreaker’sa çağlar boyunca uzay boşluğuna âdeta hapsoldu; ta ki hiç tanımadığı bir gezegene çarpana kadar.

Valora bu gezegende uykuya daldı, ta ki; sürüklenen genç bir yıldız, Işığın Çocuklarına ait bir yadigâr olan ve bu gezegendeki kızıl çorak toprakların altında çağlar boyu gömülü kalmış kadim bir enerji ocağına tekrar güç verene dek. Bu ocak sayesinde gücünün ufak bir kısmı yerine gelen Valora kendisini, her yerinde savaş olan ve kaosun amansız kuvvetlerine maruz kalan bir diyarda buldu. Tanrılarının artık burada olmadığını biliyordu ancak çekici hâlâ yanındaydı ve Dawnbreaker; bu çekici kuşanarak iyiliği ve ışığı âdil bir şekilde savunmaya niyetliydi." "npc_dota_hero_ringmaster_bio" "Her yaşa uygun bu muhteşem gösteriye hepiniz hoş geldiniz! Aklınızı kaybetmeye, beklentilerinizin çok ötesine taşınmaya ve kadimlerinizin harabeye dönmesine hazır olun!

Karşınızda tek ve yegâne mekanik harikası büyük Cogliostro Kettle! Bu sirk müdürü, işkence sanatçısı ve yaşayan dehanın akılalmaz ustalığına ve cüretkâr gösterilerine tanık olun. Kırmızı perdeyi aralamaya ve ardındaki sırlara tanık olmaya cesaret eden tüm kahramanlara eziyet edip herkesi eğlendirmeye hazır.

Çoğu usta, hataya düşerek halkın gelip kendisini izlemesini bekler fakat Ringmaster seyirciyi bizzat bulması gerektiğini bilir! Dikkatlerini çeker ve zorla gösterisini izletir." "npc_dota_hero_kez_bio" "\"Başıma ödül konulmuş olarak doğdum. Sorun yaratmada ne kadar ustalaştıysam bedelim de o kadar arttı. Kraliçe Imperia ödülü her artırdığında doğru bir şey yaptığımı biliyordum. Sanırım Icewrack'te bu kadar uzun süre kalmanın en kötü yanı bu... Bu bedeli yeniden makul bir rakama çıkarmam gerek.”" } }